29 Temmuz 2012 Pazar

CİLT 1 PART 1

Evet işte yine başlıyoruz.. Zor bir takım karşısında en aptal oyuncular.. Ben Chay. Almanya 3. lig Hansa Rostock takımının forvet oyuncusuyum. Takımda 17 numara giyiyorum. En yakın arkadaşım Rald. Aynı takımda oynuyoruz. O ise ön libero oyuncusu. 18 yaşındayız. Her ne kadar Almanya U17 seçmelerine katılsakta beğenilmedik ve geri yollandık. Evet Almanya’nın Rostock kentinde yaşıyorum. Tam bir Schalke 04 hayranıyımdır. Oldum olalı o takımda oynamak isterim. Hansa Rostock’ta yaklaşık 9 yıldır oynuyorum. Babam her zaman futbol konusunda destekçim oldu. Annem aksine Avukat,Doktor,Mühendis olmamı istedi. Hiçbir zaman destek çıkmadı. Zaten beni sevdiğinide düşünmüyorum. Bir gün gelecek ve aileden kopup büyük bir kulüpte oynayacağım. Bilmiyorum belkide çok uzaklarda… Şu ana kadar sadece Darmstadt takımından teklif aldım. Hiç iç açıcı bir teklif değildi ve o yüzden transferim gerçekleşmedi. Bu zamana kadar hep istediğim gibi hünerlerimi gösteremedim. Ama gerçekten kaliteli bir futbolcu olduğumu Osnabrück maçında fark ettim. Anlatıyorum.. Maçın bitmesine 10 dakika civarı vardı. Seyirci sayısı çok çok azdı. 2-1 yenik durumdaydık. Atak yaparken karşı takım foul yaptı ve hakem foul ü onayladı. Çok güzel bir frikik noktasıydı. Antrenörümüz beni göstererek kullanmamı istedi. Ben önce teredütte bulundum. Gerçekten kullanacaktım. Frikik hünerimi gösterebilecektim. İnanamıyordum. Neyse topun başına geçmiştim. Baraj kuruldu. Oyuncular ceza sahası içine toplandı. Vuruşumu yaptım ve gol oldu.. Gol olmuştu az seyircili ortama SAYENİZDE BURDAYIM gibisinden saçmalıklar söyledim ve bağırdım. Sonra hakem ofsayt kararı verdi. Hepsi Stein yüzünden olmuştu. Bende itirazda bulundum ve annesine küfürler yağdırdım. Ve hakem kırmızı kartını gösterdi. Tekrardan küfürler yağdırdım. Evet dedim ya kaliteli futbolcu olduğumu o zaman anlamıştım. İlginç tarafı babamın maçı izlemiş olması ve söylediğim küfürleri duymuş olmasıydı. Neyse ki ucuz atlattım. Evet bir gün birileri tarafından keşfedilmiştim nihayet. Geçtiğimiz sezonu 6 gol 1 asistle kapatmıştım. 18 yaşında genç birine göre iyiydim. Bir gün 2. lig takımlarından Regensburg ile DFB-Pokal da eşleştik. O gün 2 gol atarak kariyer rekorumu kırmıştım. Kesinlikle kariyer rekoruydu. Daha sonra Borussia Dortmund rezerv takımıyla bir maçımız oldu. Orada da 2 gol atarak gözleri üstüme çekmiştim. Kesinlikle frikik konusunda ustalaşmıştım çünkü hem Regensburg’ta hem de Dortmund rezerv takımına karşı frikik golünde bulundum. Ve işte yine bir fırsat geldi. DFB-Pokal da Bayern München ile eşleştik. Bayern München dünyanın sayılı kulüplerinden ve Almanya’nın 1 numarasıydı! O gün maçı 6-1 kaybettik ama kesinlikle o gün önemli bir şey öğrendim. “Futbol hız demektir.” Benden 10 yaş büyük yıldızların çok seri oynadığını, direk düşünme gücüne sahip olduklarını gördüm. Kendimi o an budalaya benzettim. Gerçekten seri değildim kime pas atacağımı bilemiyor, ne zaman topu şutlayacağımdan emin olamıyordum. O zamandan itibaren takım antrenmanı dışında sadece koştum. Evden çıktığım andan itibaren aralıksız koştum. Güzel bir gün değildi. Yaklaşık son 3 aydır performans eksikliğim vardı. Antrenörüm bu konuyu özel görüşmek istedi. Sezonu kapatacağız ve 2-3 aydır ne gol atıyorsun ne katkı sağlıyorsun, iyi olduğuna emin misin diye sordu. Evet, koşmaya devam ediyordum. Ama antrenman ve maçlarda çok kötü oynuyordum. Artık karar verdim ve koşmayacaktım. Her şeyin iyiye gittiğini fark ettim. Valencia rezerv takımıyla antrenman maçı yapılacaktı. Herkes çok heyecanlıydı. Farklı ülkeden oyuncularla oynayacaktık. O gün sadece paslı oynadım. Bir şut bile kullanmadım ve aslında ben ofansif yada aksine defansif oynayıp orta sahada başarılı olabilirdim. Ama yılmadım. O gün Valencia maçından ise futbolda bencilliğe yer olmadığını öğrendim. Sezonu kapatmaya az kalmıştı. Şu ana kadar 8 golüm olmuştu. Şu anki gol kralı ise 11 goldü. Son 3 ayda kötü performans sergilemiş olsam da iyi olduğumu fark ettim. Takımımızın muhasebe işlerine bakan Bay Rune bana bir takımın benimle ilgilendiği söyledi. Bir an yine Darmstadt gibi Hansa Rostock’tan kötü bir takım olduğunu düşündüm. Ama daha sonra uzun uzun düşündüm ve gerçekten kaliteli bir 2.lig takımı olabilirdi. Aşırı şekilde kendime çeki düzen verdim ve sezonun bitmesine son 4 maç kala o takımın beni izlediğini düşünerek olağandışı bir performansla tüm gücümü katarak oynadım. Ve sonra aslında bir takımdan teklif olmadığını öğrendim…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder